Ana içeriğe atla

İstenmeyen Bir Leydi Oldum 1. Bölüm

 


Dört saatlik ders bitişinin ardından arkadaşım Ayşe ile zombi edasıyla okulun bahçesine ilerledik.
"Ahhh ölüyoruuum!" 
Diye yakınırken Ayşe bende dercesine bir bakış attı.
" Bu hocaları anlamıyorum . İki saatte anlamadığım dersi dört saatte nasıl anlıyayım."
"Hmm Meyra belki sıkıntı beyninde- Ahh"
Lafını bitiremeden Ayşe'nin omzuna bir yumruk geçirdim.
"Ayşe artık mazoşist olduğunu düşünmeye başlıyorum."
diyerek güldüm.Ayşe'ye kalansa omzunu sıvazlamak oldu.
" Eve geçiyorum ben. Bu yorgunluğu ancak iyi bir Webtoon paklar." 
diye sırıttım.
"Hı hıı ordaki eniştelerimede benden selam söyle. Kızım aklını başına al. Webtoon okuyacağına az etrafına bak.Belki nasiplenirsin."
"Ben ümidi kestim Ayşe. Benim aşklarım bana yeter.Amaaan neyse daha eve gidip webtoon okuyacağım. Hadi byy..."
Eve geldiğimde kapıyı abim açtı ve direk içeri geçti.
" Hoşbuldum abi" 
derken gözüm devrildi.' Resmen kütük ya. Kütüğün ağzı olsa ondan daha çok konuşur.'diye soylene söylene odama geçtim. Üstümü değişip yatağa atladım ve telefonuma sarıldım.
" Evvet bugün hangisini okusam acabaaa. Hmm ah seni okuyalım."
Konusu Lincert krallığında meşru prenses Julia yaş seremonisinde ortaya çıkar ve veliaht prens Diego, korumasi Felix ,kara sovelyelerin kaptani Arjen ve krallığın büyücüsü Klein romantik maceraları başlar. Her erkeğin farklı bir karekteri vardır ve çokta yakışıklılardır . Ama Julia hepsini etkilemeyi başarır.
" Ahh keşke bende yakışıklıların arasına düşsem ne olurdu. En azından gözüm bayram ederdi. Tch"
Okudukca hayıflanmaya devam ettim. En sonunda telefonu kapattım. Acaba ben olsam ne yapardım diye içimden geçirirken uykudan ağırlaşan göz kapaklarım kapandı. Saçımın çekildiğini hissettim. Yine arkamda mı kaldı bu saç diye söylenirken elimi başıma götürdüm.
"Wahh .. Leydi İsabella lütfen saçınıza dokunmayın. Bozucaksınız"
Biri kolumu çekiştirerek bağırdı .İrkilerek gözlerimi açtım . Kolumu cekiştiren kişiye baktım. yeşil gözlü, kısa kahverengi saçlı, yüzünde çilleri olan genç bir kız.
" Ne oluyor lan?"
"L-leydi İsabella böyle kaba konuşmamalısınız. Bakın saçınız ne kadar güzel oldu."
Kendime bakmam için beni aynaya çevirdi. Aynaya baktığımda kalakaldım.
"Bu da kim?"
"Ahah leydim tabikide sizsiniz"
Göğsünü kabarta kabarta söyledi genç kız . Ona iltifat ettiğimi düşünsede değildi, gerçekten bu aynadaki kız kimdi. Benden genç gözüküyor. Ya on altı yada on yedi yaşlarında. Pembe renginde gözler,mor renginde hafif dalgalı saçlar ve ay gibi beyaz bir ten. Sanırım rüya görüyorum . Çünkü başka bir açıklaması yok. Webtoon okumayı biraz azaltmalıyım.
"Mary beni neden hazırlıyorsun?"
Bilmediğim halde adı ağzımdan bir anda çıkıverdi.
"Leydim , Dük ve küçük efendiyle kahvaltı yapacağınız için tabiki. Ama böyle giderse geç kalıcaksınız . Hadii"
Beni itikliyerek odadan dışarı çıkardı.
"Ama yolu bilmiyorum ki"
Diye mırıldandım odanın kapısı suratıma kapanıyorken . Hahh o zaman kendim bulayım. Ve ilerlemeye başladım . Etrafta göz gezdirdikçe bir o kadar hayranlık duydum. Gösterişli vazolar,tablolar vb. Bütün evi süslüyordu . Anlaşılan buranın sahibi zengin biri.Aile tablosu dikkatimi cekti. Sandelyesine oturmuş dük ve iki kenarında duran küçük efendi ve isabella. İsabella cok güzel olmasada çekici bir kızdı .biraz ürkütücü ama bir okadarda asil duruyordu. Asıl dikkatimi çeken herkes resimde gülüyorken İsabella'nın ne kadar dudakları yukarı kıvrılıp gülümsesede gözleri tam tersiydi. O sırada dikkatimi bana doğru gelen hizmetçi çekti. Göz göze gelince beni görmezden geldi ve hızlıca yanımdan geçti . Şaşırdım. Normalde selam vermesi gerekmezmiydi. Boşverip ilerlemeye devam ettim. Vücut nereye gitmesi gerektiğini biliyormuş gibi ilerledi. Biraz garip hissettirsede işime geldi. Odaya  vardığımda hizmetçi direk yerimi gösterdi ve sandelyemi çekti . Oturunca beni ileri ittirip geri cekildi.
"Bugün geciktin isabella."
Sesin geldiği tarafa bakınca dükün konuştuğunu anladım . Koyu mavi saçları ve kahve gözleri vardı. Otoriter biri olduğu belliydi. Yalnız kendi gözlerimle görünce mavi saç gerçekten komik. Gülmemek için kendimi zor tutuyorum.
"Ehm... Özür dilerim baba. Bir daha olmaz."
Yemeğini yarıda kesen küçük efendi başını kaldırdı ve o zaman göz göze geldik.Tek diyeceğim oohaaaaaaaaaaa.Bu nasıl bir yakışıklılık böyle.Tıpatıp babasına benzesede alev atıyor. Yunan heykeli bunu görse kendinden utanırdı . Gerçek abimlen yer değişebilir misiniz lütfen . Ama gözüm bir yerden de ısırıyor. Yalnız resmen 
"Taş..."
"Taş derken isabella, ne demek istedin?"
İfadesiz suratla dedi.Ben onu seslimi soyledim wahh.(iç çığlıklar)Biraz huzursuz hissettim.garip bir atmosfer vardi.
"K-kılıcındaki taş çok güzel. Sanada yakışıyor." 
Zoraki sırıttım.
"Kara şövalye deki kişiler için özel olarak yapılıyor."
İlk boş baksada isteksiz bir sekilde açıklama yaptı . Yalnız Kara şövalye mi dedi?
"Arjen şövalyelerin kaptanı olarak..."
Dük konuşmasına devam ederken benim kafamda arjen yankılanıyordu. Kara şövalye, arjen bu kadar tesadüf olamaz.
"Aferdesiniz lafınızı bölüyorum ama şuan hangi krallıktayız?"
İkiside bana boş bakışta bulundular.
" İsabella bugün garip davranıyorsun .Tabiki lincert krallığındayız."
Dük dikkatlice bana baktı.Lincert mi? Ah hahha cidden bu isimler en son okuduğum webtoondakilerle aynı . Arjen'de ana karakterlerden biri.Ve bende Arjen'in üvey kardeşi İsabella'yım. Bu rüya git gide ilginçleşmeye başlıyor. Kendi kendime sırıttım.
"Komik olan birsey mi var İsabella? Yoksa sofrada nasil davranılacağınıda mı unuttun?"
Arjen'in soğuk bakışları üstümdeydi.Bunun derdi ne? Neden boyle davraniyor?Beni sinir etti.
"Aklıma birşey geldide kardeşim. En azından nasıl gülüneceğini unutmadım."
Çataldaki lokmamı ağzıma götürürken Arjen'e baktım .Bu cevabı beklemiyormuş gibi dona kaldı. Sonra gözlerini kısarak tehditkâr bir bakış attı .Hahh kapaakk ( yumruğumun üstüne diğer elimi  şaklattım).Böyle bozulursun. Lokmamı yerken aniden yüzümü ekşittim. Yemeğin tadında bir sıkıntı vardı .Birkaç günlük yemeği önüme koymuşlar ve ısıtma zahmetine bile girmemişler. Burda bu kadar mı sevilmiyorum. Hizmetçilere ters bakış attım .En azından rüyamda küstah olabilirim değil mi?.
"Yemek o kadar güzeldi ki şimdiden doydum. Ama sadece benim yemem yazık olur.Hey sen!"
Tabağı elime alıp hizmetçiye döndüm. Hizmetçi bu sürtük ne yapıyor bakışıyla bana bakti.
"Ne istemiştiniz Leydi İsabella?"
Aşağılayıcı bakışlarını çok net bir şekilde görebiliyorum .Gülümsedim.
"Al bunu ye.Şimdi"
Hizmetçi afalladı. Benden böyle bir tepki beklemediği açıktı.
"L-leydim ben-"
"Yoksa sana ben mi yedireyim."
"İsabella dur artık.! Şuan bir leydi gibi davranmıyorsun."
Arjen elindeki çatal ve bıçağı masaya çarparak bıraktı ve sinirli bakışlarını bana çevirdi .Hah şu piçe bak seen.Kendini benden üstün görüyor belli ki. Yakışıklı olsan bile bunu görmezden gelemem.
"Öyle davranılmadığı için olabilir mi kardeşim"
"Ne saçma- pat(tabağın masada çıkardığı ses)"
Ayağa kalktım ve tabağı Arjen'in önüne koydum.
"O zaman bu mükemmel yemeği seninle paylaşmama izin ver. Ben doydum.Müsadenizle ayrılıyorum."
Arjen'in beni bir kaşık suda boğacakmış gibi bakışlarına rağmen dik durdum ve ona yukarıdan baktım .Kapıya doğru döndüm ve ilerledim.Kiminle uğraştığını anlamış oldun seni piç.he hee.
"İsabella daha kahvaltı bit-"
Dük arkamdan bağırsada çoktan odadan ayrıldım .Adamım cidden beni yordunuz. Rüyada yorulabileceğini deseler asla inanmazdım.Neyse odama gidip biraz uzanayım.Tam odama dogru yol almışken dışardan gürültü duydum. Pencereden dışarı baktığımda malikanenin bahçesinde bir düzine erkek idman yapıyordu.Bir anda gözlerim parladı. Çünkü hepsinin üstü çıplak ve kaslılardı.Wuhhhuu.
"Bugün o kadar da kötü değil. Midem bayram edemedi bari gözlerim bayram etsin. Heheh"
"Leydim burda ne yapıyorsunuz?"
"Ayyh!Kız ödümü kopardın."
Arkamda beliren Mary'ye irkilerek döndüm.Baş parmağımı üst dişlerimin altına koyarak yukarı ittim.
"Leydim ne yapıyorsunuz?"
Mary yaptığım şeyi anlamasada umursamadım.
"Neyse Mary bende seni arayacaktım. Birkaç tane atıştırmalık hazırla. Şövalyelerin idmanını izlemeye gideceğiz .Kıskıskıs"
Pişmiş kelle gibi sırıtışımı bir türlü bastıramadım.
"A-ama leydim-"
"İtiraz kabul etmiyorum. Hadi gidelim."
Mary endişeli yüzüyle beni takip etti.Bugün benim günüm Mary. Onun icin mutlu ol. İdman yapılan alana geldik ve bir banka oturdum.Aman Allah'ım . Şu kaslara, baklavalara bak.Elimdeki guneşliği( şemsiye) istemsizce döndürüyordum.
"Leydim bugün hiç kendiniz gibi davranmıyorsunuz."
Mary'nin kederli gözleriyle karşılaştığımda duraksadim.
"Önceden nasıl davranıyordum ki?"
"Leydimin her zaman acı çekiyormuş gibi bir ifadesi vardı ve çok konuşmazdı .Ama bugün cok canlıydınız ve gözlerinizin parladığını bile söyliyebilirim.Bunun için çok mutluyum."
Yüzündeki ferahlamış hüzünlü tebessümle oturuyor olan bana baktı.Bir an göğsüm sıkıştı.Rüyamda önceki benden bahsetmesi garip hissetirsede samimiyetini gördüm. Ve bu zamana kadar ayakta durduğunu bile fark etmediğim için pislik gibi hissettim.
"Mary ayakta durma, yanıma otur."
Gülümseyerek karşılık verdim.Mary afalladi.
"Leydim yanınıza nasıl oturabili-ahh"
Elinden tutup yanıma çektim.
"Lafımı ikiletme Mary."
Çekinerekten yanıma oturdu. Şövalyelerin güneşin altındaki terli vücutları parlayarak gözümü kamaştırdı . Sanırım cennetteyim. Kırmızıdan tut turkuaza kadar olan saçlarından başka hepsi normal gözüküyordu . Buna alışmam biraz zaman alıcak. Resmen benim üç katım olan adamın pembe saçı var.
"Pfftt"
"Leydimin bugün neşesi yerinde.Günaydin "
Kahve saçlarına tel tel ak düşmüş orta yaslarda bir adam önümde belirdi ve eğilerek selam verdi. Uzun ve yapılı bir adamdı.
"Sizede günaydın sör chikita"
Aklımda çikita muuz muuz muuz çikita muz şarkısı dönmeye başladı .Birde Sör Chikita'nın iki elinde muzla bu şarkıyı dans ederek söylediğini düşününce...
"Pfftt... Ahhah...ben ç-çok özür di- puftt.. dilerim. Ehem... sizede günaydin sör c-chikita"
Zor kendimi toparlayabildim. Burdan Ajdar'a selam olsun. İkiside kafalarındaki soru işaretleriyle bana bakınca ayağa kalktım.
"Acıktığınızı düşünüp sizlere atıştırmalık getirdim. Umarım afiyetle yersiniz."
"B- bizi düşündüğünüz için teşekkürler leydim. Minnettarız."
Sör Chikita inanmamış ifadeyle söyledi .Ahh bugün kaç insanı şaşırtım merak ediyorum. Gözüm arkada ki kaslı erkeklere ilişti.
" Ailemize yaptığınız hizmetinizin küçük bir karşılığı olarak görün."
En azından gözüme iyi hizmet ettiğiniz bir gerçek .Hehehe.
"Mary şövalyelere servis yap."
Her eline bir tabak alıp servise başladı . Çok insan vardı. Mary  tek başına bu işin altından kalmayacağı için bende elime bir tabak aldım. Ve şövalyelere servis yapmaya başladım . Mary yapmamam için çok yakınsada sonradan pes etti. Şövalyeler arasında bazen hayranlık içeren bakışlarla karşılaştım bazende hoşnutsuz bakışlarla.Hatta sohbet edip gülüştüğüm şövalyeler bile oldu.
"Ahh... Çat(tabak kırılma sesi)"
Birden kolumu kendine çeken Arjen'e baktım . Kaşları çatık şekilde gözlerimin içine baktı.Bu sefer koyu kahve gözleri daha boğucuydu.
"Ne yaptigtini zannediyorsun. Sen bir hizmetçi değilsin. Ailenin adına yakışacak şekilde davran. İsabella ginger."
Kolumu kavrayan elini git gide sıktı. Artık acıtmaya başladı. Bu küçük piçin zoru ne?Benden hoşlanmadığı apaçık. O zaman benden uzak dur seni bok çuvalı . Wahh cidden sinirlendim. Sinirli bir bakış attım.
"Güçsüz bir kıza şiddet uygulamakta ailenin adına yakışır bir davranış mı?"
Söylediğim şeyi anlamakta güçlük çekermiş gibi yüzünü buruşturdu.
"Şid-"
"Kolumu acıtıyorsun. "
Yaptığı şeyin farkına vardığı anda hemen elini çekti . Tutuğu yeri elimle ovaladım. Aslında bir tane geçirmek istiyorum. Ama olaylar sarpasarabilir. Delici bakışlarıyla içimi delip geçiyordu. Ne yalan söyleyeyim sinirliyken çok korkutucu.
"Çalışmanıza mani olmayayım .Kendinize dikkat edin. İlk ben ayrılıyorum."
Şövalyelerin tedirgin bakışlarına karşılık gülümsedim.
"Mary gidelim."
Soğuk bakışlarım küçük piçin üzerindeyken söyledim .Onu görmezden gelerek önünden geçtim. Benimle uğraşma seni küçük velet. Sen olsa olsa yirmi yaşındasındır. Normalde ben senden daha büyüğüm.Cidden bir yeri yumruklamak istiyorum.
"L-leydim iyimisiniz?"
"İyi değilim. Şuan rahatlatıcı bir şeyler istiyorum."
"Ohh o zaman leydim sıcak bir banyoya ne dersiniz?"
Duraksadım ve Mary'e döndüm. Aslında hep bir su dolu kuvetin içinde yıkanmak istemişimdir . Webtoonlarda çok güzel görünüyorlardı.
"Olabilir."
"Heh hemen hazırlıyorum leydim."
Ellerini önünde birleştirdi ve içten bir şekilde gülümsedi . Koştura koştura banyoya gitti.
"Ahh... Şu kızdaki enerji kimsede yok."
Arkasından gülümsedim.
"Bugün leydi bambaşka biri gibi.Normalde sesi bile çıkmazdı . Küçük efendiye bile saygısızlık yaptı."
Sesin nerden geldiğine baktığımda iki hizmetçi yerleri süpürerek hararetli bir şekilde konuşuyorlardı . Benide fark etmediler.
"Tch. Şu leydi cidden yerini bilmiyor. Hem evlatlık hem de Dük ve küçük efendiyle kan bağları yok. Sinirini böyle göstermemeli .Dük olmasa küçük efendi onu çoktan bu evden göndermişti."
"Haklısın. Belki oyuncağından sıkılmıştır."
Benim hakkımda konuştukları kesin. Arjen'in bana olan tavrını fark etmişler .Demek hizmetçilerin bana karşı tutumları Arjen yüzünden . Abimi bu piç için sattığıma inanamıyorum. Uyandığımda kesinlikle abimden özür dileyeceğim. Ama oyuncak derken ne demek istediler? Merakımı gideremeden hizmetçiler işlerini bitirip içeri geçince ben de Mary'nin yanına gitmek için ilerledim.Bir ürperti geldi.Sanki biri beni izliyormuş gibi hissettim.Etrafima bakındım .Kimsecikler yoktu.
"Cidden belkide fazla hayalperestim."
Umursamadim ve Mary'nin yanına gittim.Mary kuvetteki sıcak suyu kontrol etti.
"Su hazır leydim. Şimdi sizi soyalım."
" Hıh... Ne?"
Ellerini vücuduma uzatırken ben hemen geri çekildim.
" Ben yıkanırım Mary. Sen çık dışarı."
"Leydim siz hiç kendiniz yıkanmadınız. Lütfen soyunun."
"N-nasıl kendim yıkanmadım.Gayet kendim yıkanabilirim."
Nasıl benim yaşlarımda birinin önünde çıplak durabilirim.Katiyen soyunmayacağım. Bir saat sonra küvetin içinde kırmızı yüzle oturuyordum.Ahh Mary neden bu kadar inatçısın . Tartışmada yorgun düştüğüm için kabul etmek zorunda kaldım.
"Şimdi sırtınızı keseleyeceğim."
"Peki"
Dedim utanmış yüzümlen . Banyodan sonra kıyafetlerimide giydirdikten sonra odama gectim.Bu sefer karşı çıkamadım çünkü sonuçlarını çoktan biliyorum. Mary masama sıcak çay ve kurabiye koydu atıştırmam için.
"Leydim önceden istediginiz kitapları getirdim."mary elinde birkaç kitapla geldi.
"Teşekkürler mary"
Kitaplari elime aldım. Adlarına baktım .Ailemin sevilen kızı, Kardeş kucaklaması,Terk edilen leydi, sevgi neydi? ve cadı ve büyücü adında hikaye kitabı .Bu kitaplara bakınca bile içim sızladı.Hep aileyle ilgili kitaplardı.Ama en çok hikaye kitabi ilgimi çekti.Webtoon romanında büyü var ama hiç cadılardan bahsedilmedi. Ama büyü yapabilecek kişiler krallığın büyü danışmanına  isimlerini yazdırmaları gerekiyor ve  sadece Klein'den emir aliyorlar.Bu kitapta cadı ve büyücünün arasındaki olaylar anlatılıyor.
Çok çok eskilerde cadılar yaşarmış.Bu cadılardan biri güzeller güzeli phixy,ormanda avlanan prens ien tarafindan baygın şekilde bulunmuş. Prens ien yaralı olan phixy'i sarayına götürüp iyi şekilde bakmış . Zamanla prens İen ve Phixy çok iyi arkadaş olmuşlar.Cadı prense nasıl büyü yapılacağını öğretmiş . Karşılığı olarak kendi halkına savaş açmasını istemiş. Prens İen kabul etmemiş .Sinirlenen cadı krallığı terk etmiş.Bir zaman sonra cadılar prens İen'e savaş açmışlar .Sebebi ise cadı Phixy'nin cadılara kendisinden zorla büyüyü öğrendikleri ve sadece kendileri büyü kullanabilen varlıklar olabilmek için savaş açacakları hakkında yalan söylemesiymiş. Pren İen öğrendiği büyüyü bütün savaşçılarına öğretmiş ve cadılarla çok büyük bir savaş başlamış . Cadılar çocuk, yaşlı demeden önüne gelen insanları katletmiş .İki taraf arasında cok kayıp verilmiş .Ama kazanan insanlar olmuş . Prens İen keder ve öfkesinden cadı Phixy'i çarmağa gerip ateşe vermiş.Bundan sonra insanlık cadılara düşman olmuşlar.
"Cadının savrulan külleri dünyaya neşe getirdi."
Kitabın son cümlesi içimi ürpertti .Bu nasıl bir kitap, bunu cocuklara mı okuyorlar!? Kitabı masanın üstüne savurdum. Acaba cadılar var mı? Olsa bile insanlar onları hoş karşılar mıydı? Okuguğum webtoonla igili bir rüyadayım. Hersey beklenebilir.
Artık akşam oldu. Mary geceliğimi giydirdikten sonra yatagya uzandım.
"iyi geceler leydim"
Üzerimi örttükten sonra elindeki mumla odandan dışarı çıktı . Yatağın ihtişamlı tavanına baktım .Ne kadardır uyuyorum acaba? Yarın erken kalkmam gerekiyor. Şu keltoş hoca niye dersini sabahın sekiz inde yaparki.
"Hadi uyanalım"
Gözlerimi kapattım ve içimden 'uyan, meyra hadi uyan 'diye sayıkladım.
"Le... uyanın."
Sesten rahatsız olup yorganı kafama çektim.
"Anne birazcık daha uyuyayim lütfen."
Diye mırıldandım.
"Leydim uyanın artık."
Hıh?leydi mi? Gözlerimi irkilerek açtım ve hemen doğruldum.
"Ahh.. leydim beni böyle korkutmayın."
Eli göğsünde korkmuş olan Mary'e baktım.
"Yok artık.Hala rüya mı görüyorum?"
Mary kafasındaki soru işaretiyle bana baktı.
"Tch. Uyanamadığıma göre geç kaldım. Aslında pek gidesim de yoktu.( Çabuk kabullendi)"
Kendimce sırıttım.Ve kendimi yatağa bıraktım.
"Leydim yatamazsınız . Kahvaltıya geç kalıcaksınız."
Ahh.. Sabah sabah şu piçin suratını görmek zorundamiyim. Yakışıklılığı o karakterle ziyan oldu cık cık.
" Mary bugün kahvaltı yapmicam. Onlara bildirirsin yada ne yapıcaksan artık."
"A-ama leydim...peki."
Endişeli şekilde odadan çıktı . Yatağımda uzanmaya devam ettim.
Gıcırttt.(kapi acilma sesi)Mary'mi geldi yine ? Ne ısrarcı bir kız cidden.
"Kahvaltı yapmayı da unuttuğunu söyleme bana İsabella"
Hıh? Bu ses... Küçük piç? Burada ne işi var ! Hemen doğrulup kapıya baktım .Arjen kapının kenarına yaşlanmış kolları bağlı şekilde bana bakıyor.Cidden beni rahat bırakmıyacaksın dimi?
"Tch.Bana bunu genç bir bayanın odasına izinsiz giren biri mi söylüyor ? Kardeş olsakta bu hoş değil."
Arjen'in çenesi seğirdi.
"Seni asla kardeşim olarak görmedim ve görmeyeceğim de."
Asla 'yı bastırarak söyledi. Hahh.. sıkıntın buydu demek.En azından benim abim kütük olsada benle asla boyle konuşmadı ve sen yetim olan İsabella'nın üvey kardeşi, ailesisin.Sinirle yatağımdan kalktım.
" Sen ne kadar kabul etmesende senin üvey kardeşinim." 
"Aramızda kan bağı bile yok.Seni neden kardeşim olarak görücekmişim?"
Webtoonda ana karaktere karşı hiç böyle değildi .Ama neden İsabella'ya bu kadar küstah !?Hahh... Neden sinirleniyorsam, ben gerçek İsabella değilim. Sabah sabah Arjen'le uğraşmak istemiyorum.Arjen'e arkamı döndüm.
"..Beni ne olarak gördüğün umurumda değil. Bana hayatı dar etme, yeter. Şimdi çıkar mısın ? Üstümü değiştireceğim."
Dedim bıkmış bir sesle. Sırtımdaki düğmelere uzanmak için ellerimi kaldırdım. Üstümü çıkarmaya başladığımı gördüğünde mecburen çıkacaktır.
Gıcırt(kapı kapanma sesi). Heh ne demiştim. Çok webtoon okumanın yararları. Üstüme bir gölge düştü. Arjen bir elini yatağımın direğine koyarak üstüme eğildi. Dona kaldım.
"Durma, devam et."
Nefesini ensemde hissettim.Ne oluyor lan?!!







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Merhaba Değerli Yazarlar!

  Merhaba tatlı yazarlar ben Evelyn; Burasının genel amacı yazarları yazmaya teşvik etmektir. Yazmak isteyen yazarlar izin alarak bu işlemi gerçekleştirebilirler İyi günler!!